Yazar arşivi Uzm. Fzt. Onur Ertuğrul

Liposuction Sonrası Evde Lenfödem Tedavisi: Evde Manuel Lenf Drenajı

Liposuction Nedir? (Liposakşın, Yağ aldırma)

Liposuction uzun yıllardır ülkemizde başarıyla yapılan estetik cerrahi yöntemlerden birisi. Temel olarak vücut konturunu şekillendirmek ve vücut oranları iyileştirmek için yapılır. Vücudun belirli bölgelerinde bulunan ve diyet ve/veya egzersiz ile sonuç alınamayan inatçı yağ dokularının ince, içi boş kanüller (tüpler) ve vakum gücü kullanılarak vücuttan alınması işlemidir. Liposuction bir kilo kontrol yöntemi değildir. Selülit ve sarkma tedavisinde de kullanılmaz.

Liposuction sonrasında lenfödem (lenf sıvısının birikmesi sonucu oluşan şişlik) gelişmesi olağan bir durumdur. Fakat bu olağan durum tedavi gerektirir. Şimdi size bu durumu açıklayalım.

Lenfödem Nedir?

Lenfödem, lenfatik sistemin bozulmuş akıştan kaynaklı bir ve/veya birden fazla uzuvun şişmesidir. Lenfatik sistem, vücuttaki proteinlerden, lipidlerden ve atık ürünlerden fazla miktarda lenf sıvısı toplamak için vücuttaki bir damarlar ağıdır. Liposuction işlemi, vücut şekillendirme amacıyla yaygın olarak kullanılsa da, her cerrahi müdahale gibi bazı riskler taşır. Bu risklerden biri, operasyon sırasında yüzeyel lenf damarlarının travma görmesi sonucu lenfödem gelişmesidir.

Liposuction Sonrası Evde Lenfödem Tedavisi

Lenfödem Oluşumunun Nedenleri:

  • Liposuction sırasında, özellikle fazla miktarda yağ alınması veya hassas bölgelerde çalışılması durumunda, cildin altındaki lenf damarları hasar görebilir.
  • Lenf damarlarının hasar görmesi, lenf sıvısının vücutta düzgün bir şekilde dolaşımını ve drene edilmesini engeller.
  • Bu durum, özellikle alt bacak ve ayak bileklerinde olmak üzere, cerrahi uygulanan veya bu bölgelerle bağlantılı alanlarda sıvı birikimine (lenfödem) yol açabilir.
  • Sonuç olarak bölgede aşırı şişlik, ağırlık hissi ve baskı oluşabilir.

Lenfödem Tedavisi, Manuel Lenf Drenajı, Lenfödem Masajı

Liposuction sonrası gelişen lenfödemin tedavisinde genellikle Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi (KBF) adı verilen yöntemler kullanılır. Bu tedavi programı, bu konuda özel bir eğitim almış uzman bir lenfödem fizyoterapisti tarafından uygulanır. Bu tedavide 1. maddedeki tedavi kesinlikle uygulanır. Diğer maddelerdeki tedaviler duruma göre karar verilir.

  1. Manuel Lenf Drenajı (MLD): Lenfatik sistemin çalışmasını destekleyen ve ödemi azaltmaya yardımcı olan özel bir masaj tekniğidir.
  2. Kompresyon Giysileri/Bandajlama: Şişliği kontrol altına almak ve lenf sıvısının birikmesini önlemek için özel bandajlar veya bası giysileri (korse, çorap) kullanılır. Bu, tedavinin en önemli bileşenlerinden biridir.
  3. Egzersizler: Lenfatik drenajı destekleyen ve kas pompasını çalıştıran özel egzersizler önerilir.
  4. Cilt Bakımı: Hasarlı cildi korumak ve enfeksiyon riskini azaltmak için önemlidir.

Evde Lenfödem Tedavisi

Evet, evinizde veya otelinizde lenfödem masajı ile tedavi görebilirsiniz. Bir çok hasta sağlık turizmi sebebiyle yurt dışından veya şehir dışından İstanbul’a gelebiliyor. İstirahat sürecinizde yorulmadan evinizde veya otelinizde manuel lenf drenajı masajı ile lenfödem tedavinizi gerçekleştirebilirsiniz. İstanbul’un tüm bölgeleri için iletişim sayfamızdan ulaşıp, fizyoterapistlerimizden bilgi alabilir, randevu oluşturabilirsiniz.

Ağrınızı azaltmak için evde yapabilecekleriniz

Viafiz Evde Fizik Tedavi ekibi olarak ağrısı olan bireylerin hızlıca faydalanıp bir nebze de olsa ağrılarını azaltabilmeleri için bir makale hazırladık. Ani başlayan, ısrarlı ve şiddetli ağrılarınız için mutlaka bir doktora danışmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz.

Neden ağrım var?

Ağrı vücudun doğal bir geri bildirim mekanizmasıdır. Vücudumuz bir sorun yaşadığında bunu bize bildirmek için ağrı hissini kullanır. Bazen düşme, burkulma, zorlanma gibi bir travma kökenli sebeplerle; bazense zaman içinde geliştirdiğimiz bel fıtığı, fibromiyalji gibi rahatsızlıklar yüzünden ağrı çekebiliriz.

Ne zaman doktora gitmeliyim?

Aşağıdaki belirtileri yaşadığınızda vakit kaybetmeden bir sağlık uzmanına başvurmalısız:

  • Ani, çok şiddetli ve “hayatımda hissettiğim en kötü ağrı” olarak tanımladığınız ağrı.
  • Ağrıyla birlikte ateş, bulantı/kusma, nefes darlığı veya bilinç bulanıklığı görülmesi.
  • Bir travma sonrası (düşme, kaza) oluşan ağrı.
  • Ağrının birkaç gün içinde geçmemesi veya şiddetlenmesi.
  • Bacakta/ayette uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük hissi.
  • Gece uykudan uyandıran ağrı.

Evde ağrı kesici kullanma rehberi

Ağrıyı dindirmek için hızlı seçeneklerden biri ağrı kesici kullanımıdır. Doğru ağrı kesici kullanımı geçici olarak rahatlamanızı sağlayabilir. Karın / batın ağrıları için kesinlikle ağrı kesici kullanmamalısınız. Ciddi semptomların maskelenmesine sebep olabilir.

Parasetamol (Parol, Vermidon vb.)

Hafif – orta şiddetli ağrılar (baş, kas, eklem, adet ağrısı) için kullanılabilir. Ateş düşürücü etkisi vardır. Mideyi tahriş etmez. Günlük maksimum doz: 4000 mg yani genelde 500 mg tabletlerden en fazla 8 adet alınabilir. Karaciğer hastalığınız varsa olanlarda dikkatli kullanmalısnız. Alkolle birlikte kesinlikle alınmamalı. Parasetamol kullanmadan önce mutlaka prospektüsü okumalısınız.

NSAİİ’ler (Advil, Majezik, Apranax, Voltaren vb.)

Diş, eklem, kas-iskelet ağrıları, adet sancısı gibi durumlarda kullanılabilir. İltihaplı ağrılarda parasetamolden daha etkilidir. Mide tahrişi, ülser, böbrek zorlanması, tansiyon artışı gibi ciddi yan etkileri olabilir. Mutlaka yemekle veya tok karnına alınmalı. Mide ülseri, böbrek sorunları, kalp-damar hastalığı olanlarda doktor önerisi olmadan kesinlikle kullanılmamalı.

Aspirin

Ağrı ve ateş için artık çok tercih edilmiyor. Daha çok düşük dozda kan sulandırıcı olarak kullanılır. Reye sendromu riski sebebiyle çocuklarda kesinlikle verilmez.

İlaçların çocuk dozlamaları farklıdır. Doktorunuza danışmadan kesinlikle çocuklar için ilaç kullanmamalısınız.

Evde İlaçsız Ağrı Kesici Yöntemler

Soğuk Uygulama (Soğuk Kompres, Buz)

Ne Zaman Kullanılır?

Ani burkulmalar, incinmeler, eklem şişlikleri ve iltihaplı ağrılarda (örneğin diş ağrısı veya gut atağı).

Nasıl Yapılır? 

Bir buz torbasını (veya buz küplerini bir havluya sarın) ağrıyan bölgeye 15-20 dakika boyunca uygulayın. Cilde direkt temas ettirmeyin, birkaç kat havlu üzerinden uygulayın. Soğuk yanığı oluşturmaktan kaçının. Günde birkaç kez tekrarlayın.

Nasıl Etki Eder? 

Soğuk, kan damarlarını daraltarak şişliği ve iltihabı azaltır, aynı zamanda ağrı sinyallerini geçici olarak bloke eder.

Sıcak Uygulama (Sıcak Kompres, Hotpack)

Ne Zaman Kullanılır?

Kas spazmları, tutulmalar, kronik eklem ağrıları (özellikle sırt ve boyun) ve adet kramplarında.

Nasıl Yapılır? 

Sıcak su torbası, ısıtılmış havlu veya sıcak bir duş kullanabilirsiniz. 15-20 dakika uygulama yeterlidir. Sıcak su torbası gibi bir şey kullanırken su sıcaklığına dikkat edin ve yanıklardan korunmak için bir kaç kat havlu üzerinden uygulama yapın.

Nasıl Etki Eder?

Sıcak, kan akışını artırarak kasları gevşetir ve esnekliği artırır.

Germe ve Egzersiz

Uzun süre hareketsiz kalmak ağrıyı artırabilir. Yavaş tempolu yürüyüş, yoga, pilates veya fizyoterapist tarafından önerilen egzersizler (örneğin bel-boyun egzersizleri) ağrıyı azaltabilir.

Kısa Yürüyüşler: Eklem ağrılarında, eklemi tamamen hareketsiz bırakmak yerine kısa ve yavaş yürüyüşler yapmak eklem sıvısının hareketini sağlar ve tutukluğu giderir.

Hafif Germe Egzersizleri: Özellikle boyun, sırt ve bel ağrılarında, nazikçe yapılan germe hareketleri kas gerginliğini azaltabilir. Ani ve zorlayıcı hareketlerden kaçının.

Dinlenme: Ancak, akut bir yaralanma sonrası (burkulma, incinme) ağrıyan bölgeyi 24-48 saat dinlendirmek önemlidir.

Zihin-Beden Teknikleri

Ağrı fiziksel olduğu kadar zihinsel de deneyimlenir. Stres ve gerginlik ağrıyı daha da kötüleştirebilir.

Yönlendirilmiş Hayal Gücü: Sizi huzurlu bir yere götüren (örneğin bir sahil veya orman) ses kayıtlarını dinlemek, zihninizi ağrıdan uzaklaştırabilir.

Derin Nefes Egzersizleri: Sakin bir yere oturun, gözlerinizi kapatın. Burnunuzdan yavaşça ve derin bir nefes alın (4’e kadar sayın), nefesinizi tutun (4’e kadar sayın) ve ağzınızdan yavaşça verin (6’ya kadar sayın). Bunu 5-10 dakika tekrarlayın. Bu, vücudun gevşeme tepkisini tetikler.

Meditasyon ve Mindfulness: Ağrıyı olduğu gibi kabul etmeyi ve onunla mücadele etmektense onu gözlemlemeyi öğreten bu teknikler, ağrıya verilen duygusal tepkiyi azaltabilir. Günlük 10-15 dakikalık meditasyon seansları büyük fark yaratabilir.

Bitkisel Destekler ve Bitkisel Çaylar

Zencefil ve Zerdeçal Çayı: Antienflamatuar özelliği ile kas ve eklem ağrılarına iyi gelir. Sıcak suyun içine bir çay kaşığı toz zencefil ile bir tatlı kaşığı toz zerdeçalı ekleyip karıştırarak ağrı kesici bir çay hazırlamış olursunuz.

Zencefilin ağrı kesici etkisi için kaynak makale: Pubmed
Zerdeçalın ağrı kesici etkisi için kaynak makale: Pubmed

Papatya Çayı: Sakinleştirici etkisi ile gerginliğe bağlı baş ağrılarını hafifletebilir.

Nane Yağı: Şakaklara ve alna seyreltilmiş nane yağı ile yapılan masaj, gerilim tipi baş ağrılarını hafifletmede etkilidir.

Dikkat: Bitkisel ürünleri kullanmadan önce, özellikle hamileyseniz, kronik bir rahatsızlığınız varsa veya düzenli ilaç kullanıyorsanız mutlaka doktorunuza danışın.

Masaj

Kendi kendinize veya bir sevdiğinizden rica edeceğiniz nazik masaj ve ovamalar ağrıyı kontol etmenizde yardımcı olabilir. Ortopedik ağrılarda bu masaj ve ovalamaları nazik ve hafif şiddette yapmaya özen gösterin.

Evde Fizik Tedavi

Ağrıyı azaltmak için sıcak-soğuk uygulama, masaj, egzersiz veya ağrı kesici ilaçlar gibi birçok yöntem evde uygulanabiliyor. Ancak bu çözümler çoğu zaman sadece geçici rahatlama sağlar. Ağrının kaynağına inmek ve kalıcı bir iyileşme sağlamak için profesyonel destek gerekir.

Evde fizik tedavi, uzman fizyoterapist eşliğinde size özel egzersiz programları, manuel terapi teknikleri ve doğru postür eğitimleriyle ağrınızı güvenli şekilde azaltmayı hedefler. Böylece hem günlük yaşamda hareket özgürlüğünüzü geri kazanır hem de ağrının tekrar etmesini önleyebilirsiniz.

👉 Siz de evde profesyonel fizik tedavi hizmeti alarak, ağrılarınızdan kurtulmak ve yaşam kalitenizi artırmak için ilk adımı atabilirsiniz. İletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz!

8 Eylül Dünya Fizyoterapi Günü: 2025

Bugün her yıl 8 Eylül’de kutlanan Dünya Fizyoterapi Günü. Fizyoterapistlerin toplum sağlığına yaptığı katkıyı kutlamak ve toplumu hareketin önemi konusunda bilinçlendirmek için güzel bir organizasyon. Dünya Fizyoterapi Konfederasyonu (World Physiotherapy) tarafından belirlenen 2025 yılı teması, küresel nüfusun hızla yaşlanması nedeniyle “Sağlıklı Yaşlanma ve Fizyoterapi” olarak belirlendi.

Biz de yakın zamanda bu konuyla ilgili çok güzel bir rehber hazırlamıştık, mutlaka okuyun: Sağlıklı yaşlanma rehberi.

Bu tema, sadece yaşlı nüfusa değil, her yaştan bireye hitap eden önemli bir mesaj taşıyor. “Sağlıklı yaşlanma” kavramı, ileri yaşlarda sadece hastalıklardan uzak olmayı değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak aktif, bağımsız ve yüksek bir yaşam kalitesini sürdürebilmeyi ifade ediyor.

Fizyoterapistlerin yaşlılıkta rolü

  1. Hareketliliğin ve Bağımsızlığın Korunması: Fizyoterapistler, yaşla birlikte ortaya çıkabilecek kas güçsüzlüğü, denge kaybı ve eklem kısıtlılıklarına karşı kişiye özel egzersiz programları planlayarak bireylerin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız sürdürebilmelerine olanak tanır.
  2. Kronik Hastalıklarla Mücadele: Osteoartrit, osteoporoz, diyabet ve kalp hastalıkları gibi yaşlanmayla daha sık görülen kronik durumların yönetiminde egzersiz, tedavinin temel taşıdır. Fizyoterapistler, bu hastalıklara yönelik güvenli ve etkili egzersiz reçeteleri sunar.
  3. Düşmelerin Önlenmesi: Düşmeler, yaşlı bireylerde ciddi yaralanmalara neden olabilir. Fizyoterapistler, denge eğitimi, güçlendirme egzersizleri ve ev güvenliği değerlendirmeleri ile düşme riskini önemli ölçüde azaltır.
  4. Ağrı Yönetimi: Yaşlanmanın doğal bir parçası olarak görülen ağrıyı yönetmek ve azaltmak için manuel terapi, tedavi edici egzersizler ve eğitim gibi yaklaşımlarla yaşam konforunu artırırlar.

2025 Temasının Mesajı:

2025 Dünya Fizyoterapi Günü’nün bize hatırlatacağı en önemli şey, sağlıklı yaşlanmanın hayatın erken dönemlerinde başlayan bir yatırım olduğudur. Hareketsiz bir yaşam tarzının sonuçları ileri yaşlarda ortaya çıkar. Bu nedenle fizyoterapistler, sadece tedavi eden değil, aynı zamanda sağlığı geliştiren ve koruyan sağlık profesyonelleri olarak toplumun her kesimine rehberlik eder.

Sağlıklı Yaşlanma Rehberi

Sağlıklı yaşlanma gelişmiş dünya ülkelerinde çokça kullanılan bir terim. Üzerine çokça düşünülen, bilimsel çalışmalar yapılan, toplum sağlığı açısından da çok önemli olan bir konu. Fizyoterapistler, hemşireler, hekimler yaşlanma konusuna oldukça hakim olmalarına rağmen, biz sağlık profesyonelleri topluma sağlıklı yaşlanmayı yeterince iyi anlatamadık.

Bu yazımızdaki amacımız, bu yazıya denk gelme fırsatı bulmuş sizlerde; sağlıklı yaşlanmaya dair bir ışık yakmak. Eğer bu yazıyı okuyan bir yaşlıysanız, hayatınıza dair bazı olumlu değişiklikler yapmanızı sağlayabiliriz. Eğer gençseniz; anne, babalarınıza veya diğer yaşlılarınıza daha sağlıklı yaşlanmanın kapılarını aralayabilirsiniz.

İnsan vücudu sanılandan daha dayanıklıdır ve her yaşta iyileştirilebilir, aktif kalabilir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaşlılık bir hastalık değil. Kaynak 65 yaşına kadar olan insanlar genç kabul ediliyor. 65-74 arası genç yaşlı, 74-84 arası yaşlı, 84 sonrası ise çok yaşlı olarak sınıflanıyor.

Yaşlılıkta günlük hayatı etkileyen 2 temel sorun var:

  • Fiziksel sorunlar: yaşlılıkla ortaya çıkan yürüme güçlükleri vb. durumlar.
  • Duygusal bozukluklar: depresyon, sosyallikten kaçınma vb. durumlar.

Bu iki durum da birbirinin tetikleyicisi olabiliyor. Çalışmalar gösteriyor ki çeşitli sebeplerden yaşlılarının yürüme becerilerinin kısıtlanması duygu durumlarını bozuyor, bir çok rahatsızlığa dair risk faktörlerini ve hatta ölüm oranlarını arttırıyor.

Burada aktif ve sağlıklı yaşlanmanın önemi daha da artıyor. Sağlıklı fiziksel aktiviteyi sağlamak içinse 5 temel unsur var:

  • Esneklik
  • Kuvvet
  • Dayanıklılık
  • Duruş
  • Denge

Bun unsurlar dikkate alınıdığında fizyoterapistin rolü ortaya çıkıyor. Fizyoterapistler, hareket ve egzersiz konusunda uzmanlığa sahip, yüksek eğitimli sağlık profesyonelleridir. Bilgi, beceri ve tecrübeleri, yaşlanmanın karmaşıklığıyla uğraşırken çok önemlidir. Fizik tedavi eğitimi; değerlendirme, egzersiz reçetesi ve ilerlemeyi içerir. Tüm bu beceriler, yaralanma meydana gelmeden önce yaşlı yetişkinler için kullanılabilir. Ve bu şekilde daha fazla kullanılırsa, fizyoterapistler yaralanmanın, fonksiyonel gerilemenin ve sakatlığın önlenmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Bilimsel araştırmalar, her yaş için normlar belirlemiştir. Fizyoterapistler, benzer yaş ve cinsiyetteki yaşlı yetişkinler için neyin normal olduğunu bilirler. Belirlenmiş bu normları kullanarak, bir hastanın mevcut koşullarının akranlarıyla karşılaştırıldığında nasıl olduğunu değerlendirebilirler.

Örneğin kalça kırığı geçirmiş bir yaşlının, kırığı takip eden ilk yıl içinde ölme ihtimali, kırık geçirmemiş kişilere oranla 4 kat daha fazladır. Kalça kırığı ameliyatından sonraki ilk yıldaki ölüm oranı, %15 ile %36 arasında değişir. Kaynak Veya diz protez ameliyatı sonrası yaşlılar günlük hayata geri dönmekte zorlanabilirler. Bunun gibi yaşlılık risklerine dair onlarca örnek sıralanabilir.

Yaşlı bir bireyseniz veya yaşlı bir yakınınız varsa bir fizyoterapist ile çalışmayı düşünmelisiniz. Bir fizyoterapiste başvurmak için bir sakatlanmayı veya yaralanmayı beklemek doğru strateji olmayabilir. Yaşlı kişilerde bir sorun oluşmadan fizik tedaviye başlamak, o kişinin günlük yaşam aktivitelerinden kopma riskini azaltır. Esneklik, denge, kuvvet, duruş ve dayanıklılık açısından geliştirilmiş bir yaşlının düşme ihtimali oldukça azaltılmış olacaktır. Bu da yukarıda bahsettiğimiz örnekteki gibi durumlar engellenebilir. Yatağa bağlı kalma ihtimalinden ölüm ihtimaline kadar bir çok risk kontrol altına alınabilir.

Viafiz Evde Fizik Tedavi ailesi olarak bize danışan yaşlı bireylere önerdiğimiz bir Sağlıklı Yaşlanma konsepti var. Yaşlı bireyleri evlerinde değerlendirerek onlara düzenli bir rehabilitasyon programı oluşturuyoruz. Yaşlı bireyin durumuna göre haftada 1 veya 2 seanstan oluşan programlar ile onların fiziksel beceri ve kapasitelerini geliştiriyoruz.

10 yıldır sürekli geliştirerek uyguladığımız program ile bazı yaşlılarımızın fonksiyonel ve duygusal durumlarını çeşitli bilimsel ölçeklerle değerlendirdik. Fonksiyonelliklerinde çok ciddi gelişmeler ve depresyon skorlarında çok ciddi düşüşler sağladık. Bu gelişmeleri de bilimsel bir çalışma olarak yakında sunmayı planlıyoruz.

Siz de iletişim sayfamızdan bize ulaşıp kendiniz veya yakınınız için Sağlıklı Aktif Yaşlanma’ya dair alabilir ve randevu oluşturabilirsiniz.

İnme Nedir? Neden Olur? Belirtileri, Felç ile Farkı ve Tedavisi

İnme Nedir?

İnme, beynin bir kısmına pıhtı gibi bir sebepten ötürü kan akışının kesilmesiye gerçekleşebileceği gibi; beyin damarlarında gerçekleşen kanama veya yırtık sebebiyle meydana gelebilir. Beyin damarlarındaki tıkanıklık veya kanama, beyin hücrelerinin ihtiyaç duyduğu besinlere ve oksijene ulaşamamasına sebep olur. Bu oksijen ve besin kesintisi beyin hücrelerinde bir kaç dakika içinde ölüme sebep olur.

İnme 65 yaş üzeri popülasyonda ölümlerin %88’ini, endüstriyel ülkelerdeki tüm ölümlerin %10’unu oluşturmaktadır.

Tek tarafta alt ve üst eksremitede (kol ve bacakta) karakteristik özellikleri olan tutulum görülür. Beyine giden damarlarda oluşan patolojik değişiklikler, travma veya serebrovasküler bazı hastalıklar, bu nörolojik tabloya sebep olabilir. Çeşitli yaş gruplarında ortaya çıkabilir. Genelde kırk yaşından önce görülmez. Yaşam süresi uzadıkça felçli hasta sayısında artış görülür.

İnme / Felç Tıp Tanımı: SVO (Serebrovasküler Olay)

SVO olarak isimlendirilen bu klinik tablo, beynin kontralateral hemisferini besleyen damarlarından birinin tıkanması veya yırtılması sonucu meydana gelen nöromusküler disfonksiyondur.

Felç ve İnme Arasındaki Fark: Kısmi Felç

Türkiye’de SVO durumu için hem felç, hem inme kelimeleri kullanılıyor. Aslında 3 tanımda da bahsedilen aynı durum. İnmeyi felç olarak değil de “kısmi felç” olarak tanımlamak daha doğru. Felç kelimesi çok kapsamlı bir kullanıma sahip. Örneğin omurga hasarı sebebiyile belden aşağısının tutmadığı durumlara omurilik felci diyoruz. Bir sinirin örneğin bir trafik kazası sonucunda hasarlanmasıyla, o sinire bağlı kasların çalışmamasına da sinir felci diyoruz. Özetle felç ve inme arasında bir fark yoktur. Doğru kullanım ise “kısmi felç” veya “inme“dir.

İnme Neden Olur?

İnmeye neden olan en önemli risk faktörleri şunlardır:

  • Yaş
  • Transient İskemik Atak (Geçici inme atakları)
  • Sedanter yaşam (Haraketsiz yaşam)
  • Kalp hastalıkları
  • Aile öyküsünde inme
  • Sigara, kahve, alkol
  • Östrojen bulunduran ilaçlar
  • Hipertansiyon
  • Diyabet
  • Hiperlipidemi
  • Obezite
  • Sağlıksız diyet

İnme Belirtileri

İnme belirtileri aniden ortaya çıkar. Çok sayıda belirti oluşturur. En önemli inme belirtileri ise şunlardır:

  • Kol, bacak ve/veya yüzde ani ortaya tek taraflı (vücudun sağ veya sol tarafında) uyuşma hissi ve gücsüzlük.
  • Göz veya gözlerde ani görme sorunu
  • Ani şiddetli baş ağrısı
  • Kafa karışıklığı:
    • Konuşmada güçlük
    • Başkasının konuşmasını anlamama
    • Algıda bozukluk
    • Yürümede güçlük
    • Denge ve kordinasyonda kayıp

Sizin veya yakınınızın inme geçirdiği düşünüyorsanız, geç kalmadan 112‘yi arayın. İnme durumda hızlı müdahale çok önemlidir. Hızlı müdahale edilen hastalar süreci az hasarla veya hiç hasar almadan atlatabilirler. Bir yakınınızı aramak yerine 112’den destek almak hastaneye ulaşımınızı hızlandırabilir.

İnme Türleri Nelerdir?

Temel olarak iskemik ve hemorajik olmak üzere 2 tür inme vardır. Geçici inme ise başka bir başlıkta incelebilir.

İskemik İnme

Pıhtı kaynaklı inme türüne iskemik inme diyoruz. Beyindeki bir damarın pıhtı yüzünden tıkanmana bağlı olarak gerçekleşir. İstatistikler bize tüm inmelerin %81’inin iskemik olduğunu gösteriyor.

Hemorajik İnme

Beyin damarlarında gerçekleşen bir yırtılma sonucu oluşan kanamadan kaynaklanan felç durumlarına hemorajik inme diyoruz. Yüksek tansiyon damarlada yırtılmaya, yırtılma ise kanamaya, kanama da hemorajik inmeye sebep olur.

Trans İskemik Atak (Geçici İnme)

Küçük çaplı bir inme gibi düşünülebilir. Geçici iskemik ataklarda beyindeki kan akışı kısa süreliğine kesilmiş olur, kısa süre içinde kan akışı devam eder. Genelde beyinde kalıcı hasar bırakmaz. Sık terkar ederse çeşitli sorunlara yol açabilir. Geçici iskemik atak (TIA) geçiren bir kişinin inme geçirme riski çok fazla artar.

Geçici İnme Belirtileri

Genel anlamda inme belirtileriyle benzer belirtilere sahiptir ve aniden başlar. Genelde inmeye göre daha hafif gösterir. Geçici inme belirtileri genelde bir kaç dakika sürer ve çoğu belirti 60 dakika içinde ordanak kalkar.

  • Yüz, kol veya bacakta güçsüzlük
  • Görme bozukluğu
  • Konuşma ve anlamada güçlük
  • Denge ve kordinasyon sorunu
Geçici İnme Tedavisi

Çoğunlukla geçici inme tedavisi ilaçlar ile yapılır. Pıhtılaşmayı çözmek için ilaçlar verilebilir. Hızlı müdahale önemlidir. Sizi tam inme geçirmekten koruyabilir. Devamında diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri içerebilir.

İnme Tedavisi

İnme tedavisi branşlar arası koordinasyon ile gerçekleştirilen, karmaşık bir süreçtir. Bu süreç ilaçları, cerrahi müdahaleleri ve fizik tedavi ve rehabilitasyonu içerebilir. Stent, balon gibi yöntemlerle kan akışı sağlanmaya çalışılabilir.

Akut İnme Tedavisi

Akut inme tedavisinde yaklaşım inme gerçekleşirken, durumu durdurmaya çalışmaktır. Süreç en hafif hasarla atlatılmaya çalışılır. Bu süreçte ilaçlar kullanılabilir, cerrahi müdahale gerekebilir.

İnme’de Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve rehabilitasyonun en önemli yer tuttuğu problemlerden biri de inmedir. İnme hastanın yaşamını önemli şekilde etkiler. Bu durum hastalarda sürekli özür oluşturarak uzun süreli bakıma ihtiyaç duymalarına sebep olabilir. İnmeden sonra kişiler çeşitli karmaşık fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlar yaşarlar.

İnme durumunda fizik tedavi ve rehabilitasyonun amacı, hastanın kaybettiği fiziksel becerileri ona yeniden öğretmek ve kazandırmaktır. Rehabilitasyon sayesinde hastalar bağımsızlıklarını tekrar kazanabilirler.

Kısmi felçli hastalarda doğru şekilde uygulanan rehabilitasyon, aile eğitimi ve ev modifikasyonları ile hastada çok başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. İnmede fizik tedavi hastanın durumu stabil olur olmaz başlamalıdır. Hasta için lezyon geçirildikten sonra öncelikli olarak ilk 6 ay, daha sonra ilk 2 yıl klinikte ve evde fizik tedavi çok önemlidir. 2 yıldan sonrada başarılı sonuçlar elde edilebilmesine rağmen 2 yıldan sonra fizik tedavi bir kenara bırakılabiliyor. Felçli hastalarda fizik tedavi bu evrede hastanın uzun dönem problemlerinin ortadan kaldırılması ve sosyal hayata katılımının artırılması açısından önemlidir.

Hastalarda doğru belirlenmiş bir tedavi programı ile çok ciddi geri dönüşler sağlanabilmektedir. El fonksiyonları ve yürüme başarılı bir şekilde geri kazanılabilmektedir. Bu nedenle felçli hastalarda evde fizik tedavi bir çözüm olarak hasta ve yakınları tarafından düşünülmelidir. Evde fizik tedavi nasıl yapılır? yazımıza göz atın.

Sağ Taraf Felç ve Sol Taraf Felç Farkı

İnmeye dair yapılan istatistiksel çalışmalar sağ taraf inme ile sol taraf inme arasında bir takım farklılıklar olduğuna işaret ediyor. Özellikle rehabilitasyon açısından değerlendirecek olursak:
Sağ taraf genelde daha hızlı iyileşir, fizik tedaviye daha hızlı yanıt verir. Sol taraf ise sağa kıyasla daha uzun sürede iyileşir. Buna karşın sağa göre daha iyi iyileşir.

İnmeden Korunma Yolları

Bazı şeylere dikkat etmenin bizi inmeden koruyabileceğini biliyoruz. Önceden inme geçirdiyseniz veya ailenizde inme öyküsü varsa kendinizi inmeden koruma konusunda daha dikkatli davranabilirsiniz. Önceliğiniz bir uzmana danışmak olsun.

Doğru bir diyet. Sağlıklı sınırlarda bir kilo hedefine, kalp dostu bir diyetle erişmek ve bunu sürdürmek.

Stres yönetimi. Kalp ve damar problemlerini stresin tetikleyebileceğini biliyoruz. Stres yönetimi konusunda bir psikiiyatrist ve psikologdan destek alabilirsiniz.

Sigarayı bırakın. Sigara çok ciddi damar problemlerine sebep olur. Bu problemler inme geçirmenize sebep olabilir.

Tansiyonunuzu düşürün. Tansiyon tüm inme tipleriyle ilişkili.

Egzersiz yapın. Egzersiz yapmak damarlarınızı güçlendirir. Tansiyonunuzu uzun vadede kalıcı olarak düşürmeye yardımcı olur. Stresi azaltır. Sağlıklı bir kilo hedefinize varmanızda önemli bir etkendir. Bir fizyoterapiste danışarak kendinize koruyucu bir egzersiz programı oluşturun.

Uzman fizyoterapistlerimiz tarafından yazılmış bu yazı bilimsel temeller baz alınarak yazılmıştır. Doğru bilgiye ulaşmanın gün geçtikçe daha zorlaştığı internet ortamında, zarar görmemek adına bir uzmanda danışmaktan çekinmeyin.

Evde Fizik Tedavi Raporu Nasıl Alınır?

Evde fizik tedavi almak isteyenler evde fizik tedavi raporu nasıl alınır araştırması yapıyor. Fakat bu konuda ciddi bir karışıklık ve yanlış anlaşılma bulunuyor. Evde fizik tedavi alabilir raporu genelde ücretsiz evde fizik tedavi alınabilmesi için araştırılıyor. Fakat bu rapor herkese verilemiyor. Verilse dahi hastanız ücretsiz evde fizik tedavi görebilecek kişiler kapsamına girmiyor olabilir.

Evde Fizik Tedavi Raporu Nedir?

Çeşitli rahatsızlık durumlarından ötürü hastaneye giderek fizik tedavi görmesi zor olan veya mümkün olmayan hastaların evde fizik tedavi görmeye uygun olduklarını yasal olarak tasdikleyen belgeye evde fizik tedavi raporu deniyor.

Evde fizik tedavi raporu, üç hekim raporu olarak da bilinir. Genel resmi adı “Durum bildirir sağlık kurulu raporu”dur. Adınıza böyle bir rapor olup olmadığını e-Devlet üzerinden buraya tıklayarak sorgulayabilirsiniz.

Evde Fizik Tedavi Raporu Nasıl Alınır?

Evde fizik tedavi raporu sadece randevulu bir şekilde alınabilir. ALO 182’yi arayarak durum bildirir raporu almak istediğini ifade ederek randuvunuzu oluşturabilirsiniz.

Diğer bir seçenek ise Merkezi Hekim Randevu Sistemi (mhrs.gov.tr) üzerinden e-Devlet şifrenizle giriş yaparak rapor randevusu oluşturabilirsiniz.

Bunların hiçbirini yapamıyorsanız aile hekiminizden veya uzman hekimden rapor için sevkinizi isteyebilirsiniz.

Bu raporun çıkması için en az 1’i alan hekimi olmak üzere 3 farklı uzman hekim tarafından onaylanmalıdır. 3 hekimden biri dahi onaylamazsa rapor çıkmayacaktır. Bu yüzden fizik tedaviye dair bu durum bildirir raporu aynı zamanda üç hekim raporu olarak da bilinmektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın sağlık raporlarına dair usul ve esasların yer aldığı belgeye burdan (pdf belgesi) ulaşarak daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Kimler Evde Fizik Tedavi Raporu Alabilir?

Çeşitli durumlardan ötürü hastaneye giderek fizik tedavi görmesi zor olan tüm hastalar için evde fizik tedavi görebilir raporu alabiliyor. Bu rapor sizin hastanızın evde fizik tedavi görmek için uygun olduğunu ifade eder. Size SGK kapsamında ücretsiz evde fizik tedavi görebilme hakkı tanımaz. Bazı ulusal haber kaynakları bu konuda yanlış bilgi vermektedirler. Bu rapor, bazı engellik durumlarında SGK dışında; rehabilitasyon merkezleri aracılığı ile ücretsiz evde fizik tedavi hakkı sağlayabilir.

Hastanız ücretsiz evde fizik tedavi alabilecek hastalar kapsamına giriyor mu daha detaylı bilgi almak için “ücretsiz evde fizik tedavi alabilir miyim?” yazımızı inceleyebilirsiniz.

Özetle doğuştan gelen veya çocukluk / gençlikte çeşitli sebeplerden sonradan gerçekleşen engellik durumlarına sahip kişiler, evde fizik tedavi görmeleri gerekecek durumdalarsa ücretsiz evde fizik tedavi alabilirler.

İnme, felç gibi doğuştan olmayan, sonradan rahatsızlık geçirmiş YETİŞKİN KİŞİLER sağlık raporları çıkmış olsa bile ücretsiz evde fizik tedavi hizmetinden yararlanamazlar.

Salgın Hastalık Önlemlerimiz (Ocak 2025 Güncel)

Merhaba, siz değerli hastalarımızın ve değerli sağlık çalışanlarımızın sağlıklarını koruyabilmek için, Viafiz Evde Fizik Tedavi Hizmetleri ekibi olarak COVID-19 ve diğer salgın hastalık önlemlerimizi Ocak 2025 itibariyle güncelledik:

– Fizyoterapistlerimiz yalnızca gerekli durumlar için cerrahi maske veya üstü standartta bir maske ile geliyorlar.
– Enfekte olan fizyoterapistlerimiz tam iyileşme sağlanana kadar seanlarına ara veriyorlar.
– Fizyoterapistlerimiz asla toplu ulaşım kullanmıyor. Bireysel araçlarıyla adresinize geliyorlar.
– Araçlarımız her gün dezenfekte ediliyor.
– Elektrod gibi ekipmanlar kişiye özel olarak kullanılıyor.
– Tüm ekipmanlar her seans sonunda dezenfekte ediliyor.
– Hastalarımızın yanında yalnızca 1 refakatçi kabul ediyoruz.
– Hastalarımız için maske kullanımını kendi tercihlerine bırakıyoruz.

Diz Protez Ameliyatı Sonrası Fizik Tedavi

diz protez, diz artroplasti
Diz artroplasti cerrahisinin ardından implantlar nedeni ile diz röntgeni böyle görünmektedir.

Diz Protez Ameliyatı Nedir?

Diz protez, total diz replasmanı, diz artroplastisi gibi isimlendirmelerin bütünü aynı tıbbi durum için kullanılmaktadır. Bireyler artrit (kirençlenme) veya çeşitli yaralanmalar nedeyle diz problemleri yaşayabilirler. Bu durumlar istirahat halinde (dinlenme, uzanma, uyku) ağrıya sebep olabilir. Baston, tripod, walker gibi yürüme destek cihazları, ilaç tedavisi, fizik tedavi gibi uygulamaların hastaya artık yardımcı olamadığı durumlarda total diz protezi ameliyatı düşünülebilir.

Diz protez cerrahisi ile ağrıyı geçirmek, dizdeki deformiteleri düzeltmek ve kişinin günlük yaşamına dönmesini sağlamak mümkündür. Güvenli olduğu kadar da etkili bir operasyondur. Ağrısı dinen ve sorunlu eklemden kurtulan kişi doğru fizik tedavi yöntemlerinin uygulanmasıyla yürüme fonksiyonlarını ve kolaylığını geri kazanır. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 600 bin dolaylarında diz protez cerrahisi yapılmaktadır.

Diz artroplasti ameliyatında dizdeki alt ve üst kemiklerin yüzeylerine metal implantlar yerleştirilir. Bu sayede ağrıya sebep olan dokulardan uzak bir diz yapısı oluşturulur. Temelde çimentolu, çimentosuz diye bilinen 2 farklı yöntem bulunur. Buna sizin durumunuza göre ortoledistiniz karar verir.

Neden diz protezi ameliyatı olmak gerekir?

Uzun süreli diz ağrılarının ve buna bağlı fiziksel kaybın (yürümede zorluk vb.) en yaygın nedeni kireçlenmedir. Bir çok artrit tipi olmasına karşın en yaygın üç tipi osteoartrit, travma kökenli artrit ve romatoid artrittir.

Osteoartrit de diğer artrit tipleri gibi halk arasında kireçlenme olarak bilinir. Yaşla da ilişkili olarak eklem dokusunda yıpranma, aşınma emareleri görülür. Diz dokusundaki kayıplar neticesinde kemikler birbirlerine sürtünürler. Bu sürtünmenin sürekliliği neticesinde dizde ağrı, diz harekeylerinde kısıtlanma ve sertlik görülür.

Romatoid artrit, adından da anlaşılacağı gibi romatoloji bölümüyle ilgili, otoimmün bir durumdur. Eklemi saran yapı iltihaplanır. Bu iltihap neticesinde kalınlaşma, ağrı ve sertlik görülür.

Diz Protez Ameliyatlarında Evde Fizik Tedavi

Diz protez ameliyatları oldukça başarılı yöntemler de olsalar süreç dikkatli yönetilmelidir. Cerrahın kontrol ve muayenelerinin yanında fizyoterapist eşliğinde hastanın ağrı kontrolü, inflamatuvar mekanizmalar fizik tedavi modaliteleriyle kontrol altında tutulmalıdır. Hastanın bilimsel yöntemlerle belirlenmiş fizik tedavi ve rehabilitasyon protokolleri ve cerrahın yönlendirmeleri doğrultusunda hastanın kaslarının kuvvetlendirilmesi, doğru şekilde ve zamanda ayağa kaldırılması ve doğru miktarda dizine yük verilmesi gerekmektedir. Süreç doğru yönetildiğinde hasta herhangi bir komplikasyonla karşılaşmadan süreç sonlandırılır ve hasta ağrısız ve aktif günlerine geri dönebilir.

Medikal Masaj

Medikal masaj; cilt, kaslar, bağlar, tendonlar ve fasya olmak üzere vücudun dokularına el ile yapılan uygulamadır. Hafif vuruş, sert vuruş, hafif baskı ve derin baskı ile yapılır. Kas rahatsızlıklarında, ağrılı durumlarda güvenle uygulanacak bir masaj türüdür. Tedavi ediciliğine ilave olarak bölgedeki kan dolaşımını arttırarak dokun gerginliği azaltılır. Lenfatik sıvıların akışı hızlandırılır. Gevşeyen kaslar sayesinde; ağrıyı, kas ağrılarını azaltır. Dolaşımı ve bağışıklık fonksiyonunu geliştirir. Dolaşım arttığı için vücuttaki oksijenizasyon de artar. Kulunçların tedavisinde etkindir, dokuda yumuşama fark edilir. Kan basıncını ve kalp atım hızını düşürür. Hareket aralığını genişletir. Kaslara bağlı ağrı problemlerinin tedavi edilmesinde medikal masaj hızlı sonuç veren bir yöntemdir. Kaynak

Stroking (okşama, ısıtma); ağrı ve spazm giderici etki gösterir. Dolaşımın artması ile derinin beslenmesi ve toksinlerin atılmasına yardım eder. En çok tercih edilen metodların başında gelir.

Friksiyon (ovma); storkinge eşlik eden ancak derin ve hafif baskı ile bütünleştirilen uygulamadır. Kaslarda, bağ dokuda ve tendonlarda oluşan sertleşme, yapışma ve toplanma bu yöntem ile giderilebilir.

Kneading (yoğurma); deri dokusunun elastikiyetini ve dolaşımını arttırır. Kılcal damarlar genişleyerek, basınç büyük damarlara doğru yönlendirilerek rahatlama sağlanır. Krampların tekrar etmesinin önüne geçebilir.

Bunlarla birlikte vibrasyon, taping, hacking, pinching, cupping gibi teknikler de uygulamaya dahil edilebilir.

Masör, hastayı yatağa aldıktan sonra ağrılı veya gergin bölgelerin yerini tespit etmek ve ne kadar baskı uygulayacağını belirlemek için dokunarak bir değerlendirme yapar. Manuel müdahaleler ile şikayet edilen bölgedeki kas grupları masaj yağı veya losyon ile açılarak yumuşatılır. Hem derin hem de yüzeysel basınç uygulanır. Eğer kas bölgesinde sertlikler varsa açılır. Gerekli gördüğü yerde bölgesel enflamasyon başlatır. Belirli bir sağlık sorununuz varsa veya stres giderici arıyorsanız, masaj yardımcı olacak güçlü bir araçtır.

Kas-iskelet sistemine bağlı hastalıklarda, postür bozukluğundan kaynaklı ağrılarda, çalışma pozisyonlarına bağlı fiziksel problemlerde; dikey sırt kaslarında, omuz ve boyun etrafında halk arasında kaslarda düğümlenme olarak da adlandırılan kulunç gelişimi, kas tonusunda artış, kas spazmları ve sertlikleri görülür. Uzman tarafından düzenli aralıklarla yaptırılan tıbbi masaj ile kan dolaşımının arttırılması ve kas tonusunun azaltılması literatürde bilimsel açıdan başarılı sonuçlar verdiği çalışmalarla kanıtlanmıştır.

Tüm masaj tipleri, basit görülecek bir terapi sistemi değildir. Uzman masörler, anatomi eğitiminden geçtikten sonra hangi kas grubunun nasıl bir teknik ile çalışılacağına kadar eğitilmişlerdir. Bölgesel enflamasyonun nasıl oluşturulacağını ve kan dolaşımının buna uygun hangi yönde akış hızlandırması yapmaları gerektiğini bilmektedirler. Eğitimsiz yapılan masaj teknik uygulamaları daha fazla eklem ve kas ağrısında sebebiyet verebilir.

Yapılan çalışmalarda fibromiyalji, miyofisal ağrı sendromu, fıtık, postür bozukluğu, kireçlenme, ankilozan spondilit, belirli tür skolyoz gibi hastalıklardan muzdarip hastalarda düzenli masajın yararlı olacağı gösterilmiştir. Çünkü sinir sisteminin rahatlatılması, kas tonusunun azaltılması, spazmların ve sertliklerin yok edilmesi, dokunun yumuşaması danışanın hayat kalitesini arttırır. Düzenli aralıklarla yapılması ise bunların oluşmasının önüne geçebilir.

Bünyemizde bulunan tüm masörler ve masözler, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı masaj uygulayıcılığı sertifikasına sahiptir. Bazı masaj türleri uzmanlık ve teknik bilgi istediğinden, her masaj terapisti size uygun olmayabilir. Özellikle spa merkezlerinde, rahatlama masajı (relaxing massage) gibi yöntemler medikal masaj adı altında sunulabilmektedir. Bu tıbbi bir masaj değildir. Fizyolojik açıdan şikayetlerinizi de arttırma, zarar verme riskine sahiptir. Medikal masaj adından da anlaşılabileceği üzere tıbbi bir müdahaledir. Hangi durumlarda güvenle uygulanabileceği litaratürde gösterilmiştir. Dolayısıyla önce sizin şikayetlerinizi dinliyoruz, daha sonrasında ihtiyacınız olan masaj tipine birlikte karar veriyoruz. Masaj terapisinden maksimum fayda için, hastanın şikayetlerini dinleyerek ortak karar vermek oldukça önemlidir.

Örneğin omurga eğriliklerinde kas grupları farklı bölgelerde tonus artışına ve sertliğe uğrayabilir. Dikeyde sertleşen bu gruplara derin doku müdahalesi gerekebilir. Kas tutulumları da yine farklılık gösterdiğinden skolyoz hastaları için fizyoterapi ve ortezlemeler gibi yöntemlerin yanında medikal masaj oldukça fayda sağlayabilir. Gerekli olan medikal masaj uygulaması değerlendirme sonucunda bölgenin ihtiyacına göre belirlenir.

Evde Masaj Hizmeti Kapsamımızı Genişletiyoruz

Tıbbi masaj, medikal masaj olarak da bilinmektedir. Yaşadığınız kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında, ağrılı durumlarda güvenle uygulatabileceğiniz bir masaj türüdür. Tıbbi masaj yani diğer adıyla medikal masaj uygulamasında kaslar hedef alınır. Doğrudan kaslar üzerine el ile yapılan uygulamalarla dokunun ve bölgenin dolaşımının arttırılması, kasların gevşetilerek eklem hareketinin arttırılması ve rahatlatılmış kaslar sayesinde ağrının azaltılması hedeflenir. Daha detaylı bilgi için size bilimsel kaynaklardan derlediğimiz medikal masaj yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

2013 yılından beri çalışmayı sürdürdüğümüz evde fizik tedavi hizmetleri sektöründe hastalarımıza, ihtiyaç görülmesi halinde fizyoterapislerimiz aracılığıyla evde tıbbi masaj hizmeti de vermekteydik. Şimdi yeni masör ve masöz ekip arkadaşlarımızla sadece tıbbi masaj değil tüm rahatlamak isteyen danışanlarımıza bir çok masaj türünde hizmet vermeye başladık.

Bünyemizde bulunan tüm masörler, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı masörlük sertifikasına sahiptir. Esnek randevu saatleri sayesinde yol, ulaşım, transfer gibi olumsuzluklarla uğraşmadan, mesai çıkışınızda bile evde masaj hizmeti alabilirsiniz. Bir telefonla Viafiz Evde Fizik Tedavi Hizmetleri güvencesiyle evinizde masaj hizmeti almak için randevu oluşturabilirsiniz.

Aklınızda kalan soruları gidermek için sıkça sorulan sorular sayfamıza bakabilirsiniz.